zihnin gerçek gücü


insan beyninin bir rivayete göre ancak %10 ‘luk kısmının diğer bir rivayete göre ise %5’inden bile daha az bir kısmının kullanıldığı dolayısıyla kalan kısımların erişilebilir olmadığı söylenir. elbette ki bunlar sadece varsayımdır ve bilimsel bir mesnedi yoktur. konunun uzmanları ise bilakis sağlıklı bir birey olmak koşuluyla bu kapasitenin tamamının erişilebilir olduğunu iddia ederler. lakin bunun da kesin ve güvenilir bir bilgi olmadığı kuvvetle muhtemel. özellikle de uçsuz bucaksız olduğunu düşündüğümüz fezanın içerisine zerre bile sayılamayacak kadar hatta yok hükmündeki bu koca dünyamız! hakkında edindiğimiz bilgilerimizin halen dahi ne denli sığ olduğunu gördükçe bu sefer de aslında %5 in altı hatta ve hatta %1 in bile çok çok altında bir kapasite ile iş görmeye çalıştığımıza dair edindiğim kendi varsayımım adeta gerçekleniyor. insanoğlu yer küreyi tam manasıyla keşfetmek şöyle dursun en fazla uydusuna yolculuk edebildi. o da şaibeli. bunun bile devlerin soğuk savaş’ında zafer elde etmek uğruna yapılmış bir mizansen olduğu söyleniyor. içinde bulunduğumuz galaksimizi geçtim daha kendi güneş sistemimizi çözebilmiş değiliz. sahip olduğumuz tüm teknolojilerde aslında ilkel. ışığın hesaplanmış hızının saniyede üç yüz bin kilometre olduğundan hareketle dünya üzerindeki en son teknoloji ulaşım aracının hızından hala bile saatte şu kadar kilometre şeklinde bahsedilmekte. sıradan bir ampul ile tükettiğimiz elektriğin en fazla %5-10 arasındaki kısmı ile aydınlanabiliyoruz. her sene son model diye kaportasında yaptıkları ufak tefek tıraşlamalar sonucu bizlere kakaladıkları ve bünyesinde en son teknoloji motoru ihtiva ettiğini iddia ettikleri halde gerçekte hâlihazırda bir asırlık antika bir motor (otto motor ve diesel motor) kullanan otomobillerimizle zırt bırt benzin istasyonlarını ziyaret etmek zorunda kaldığımız da doğrudur. pek çok hastalığa karşı halen çaresiz olduğumuz da doğrudur. elektron mikroskobuyla ancak görünebilen normal şartlarda canlı bile sayılmayan bir enfeksiyon aracı olan covid19 virüsü hepimizin yaşantısını uzun bir süre değiştirdi. medyanın gücü olmasaydı ortaçağın “kara ölümü” gibi bir sahne yaşanması işten bile değildi. işte bu noktada insanoğlu %1 bile olmayan zihin gücünü bitmek tükenmek bilmeyen kibirli hali ve hırsı ile birleştirince ortaya tahammül edilmesi çok güç bir durum çıkıyor. %1 bile olmayan zihin kapasitesiyle tüm âlemi çözebildiğine dair sanrı benzeri fantezileri ile her şeyi kendince yorumlamaya hatta ve hatta işin boyutunu daha da büyütüp diğer ilkel her şey gibi emekleme halindeki fizik yasalarına tutunarak semavi bir kitabı, koskoca bir dini, hatta tesadüfî olamayacak düzeyde ölçülü olan tüm bu mevcudiyeti ve onun Yüce Yaratıcı’sını yalanlamaya, yok saymaya kalkıyor. hiçbir konuda gerçekte tam olarak bilgisi olmayan, sağdan soldan duyduğu, gördüğü alıntıları kes-kopyala-yapıştır mantığıyla birleştirip kendince bilimsel bir sonuca ulaştığına inanan ve sahip oldukları ile her konuda tartışmasız dogma fikirleri olan bu küstah ve bir o kadar da cahil güruhun aşırı dindar olmaları hasebiyle aşağılamaya çalıştıkları bağnazlardan(mutaassıp) ne farkları var ki?


  5 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   13 Eylül 2021


bu içerik ilgini çekti mi?

1 / 1

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.