kendini düzeltmeyi denemek


kendimi müspet olarak düzeltmeyi hakiki manada hiç denedim mi? bilemiyorum. ama bunu hayatımın neredeyse her döneminde çok ama çok istediğimden eminim. pekâlâ, sonuç ne oldu? henüz bir sonuç yok. şimdi denebilir ki ve elbette ki her insanın Rabbine yakarışı hep farklı farklıdır. pek çoklarımız dua etmenin manasını, gerekçesini, usulünü dahi maalesef ki bilemez.(kimileri iki kelimeyi bir araya dahi getiremez lakin gönüllerindeki samimiyetten ötürü Hakk indinde kurtarırlar paçalarını. kimileri süslü püslü ağdalı kelimeleri bir araya getirir ama yine de kendi mevcudatındaki manevi eksikliklerinden ötürü bir türlü sonuç alamazlar.) her ne ise bu usulsüzlükten ötürü ekseriya kaş yapalım derken başlarız gözler çıkarmaya. hatta dua edip nedamet ile gözyaşları dökerken ve bu vesile ile Hakk Teâlâ katında mertebe kazandığımızı safdil bir şekilde sırf zannederken bile şirk yolunda sarf ettiğimiz sözlerin gittiği yahu gidebileceği yerlerden ötürü bilakis yönlü mertebe kazanımları ile şirk denen belanın içerisine bile defalarca kez düşmüş olabiliriz. neyse ki çoğu kez işlenen cürümler nedeniyle zannımca bizi kurtaran, tepemize meteorların ve yıldırımların düşmesine, gözlerimizin önünde bizleri kör edecek düzeyde şimşekler çakmasına mani olan tek şey özümüzde belki de her zaman var olacak olan ve yakalarımızdan bir türlü düşmeyen o safdil gafletidir. ayrıca cahil olmaktan mütevellit “bihaber” oluşumuzdur. kısacası masumane şekillerdeki halis niyettir. çoğu duanın kabul edilmemesindeki yahut kabulünün tehirindeki gerekçenin bu olabileceği de kuvvetle muhtemeldir. kendini düzeltmek dedik ama nasıl? bir anda öyle anlık, günlük, haftalık pişmanlıkların dışa vurumu olarak geçici düzeltmeler değil biteviye şekilde kendini topyekûn düzeltmek. sorun bunun imkânsıza yakın ya da namümkün oluşudur. ama öte yandan tekrarlanan tüm eylemleri cesetlerimiz her durumda hatırlama ve edimsel koşullanma benzeri bir mantıkla yerine getirme eğiliminde olduğundan -ya da en bilinen şekliyle insanın robotlaşması durumu- günümüz metropol şehir toplumlarının rutin yaşantılarının azami düzeyde robotlaşmış olduklarını da varsayarsak onlar için kendilerini düzeltmek aslında öyle pek de sanıldığı gibi zor olmamalı. yapmaları gereken tek şey mevcut robotik program kütüphanelerine uygun bir derleyici vasıtasıyla kısa bir programcığı daha ilave etmelerinden ibaret olacaktır. ancak öte yandan bu gibilerin önlerindeki tek engel onların değişime pek hevesli olmamalarıdır.  peki ya tümden asi muhalif kişilikler. onlara ne olacak? onlar da körü körüne kendi yanlışlarının veya yine körü körüne kendi doğrularının peşinde bağnazca koşturup duracaklardır. bu gibilerin değişimlerinin imkânsızlığı da bu yüzdendir. ayrıca bir de değişimin kendisini ve değişime dair inancın etkisini de asla unutmamak gerekir. burada sarsılmaz iradenin lokomotif gücü her zaman kişinin kendi inancında saklıdır.


  30 Temmuz 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   24 Ocak 2023


bu içerik ilgini çekti mi?

1 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.