türk kahvesini severim. okuduğuma göre uyarıcı etkisi yanında kalp krizi riskini de azaltıyormuş. psikolojik olsa da en azından bir nebze rahatlatıyor düşüncesi bile. şu köpük meselesine gelelim. bir ara düşündüm. aynı ölçüde aynı kahve dahi kullanılsa bazı insanlar kahveyi hiç köpürtemiyor. üstelik bunu başarabilseler bile sadece bir fincan ötesi köpüksüz kalıyor. kaşıkla köpüğü dağıtmayı denesen, çok zahmetli. ayrıca bu seferde kahve, tüketiciye ulaşıncaya değin buz gibi oluyor. biraz eğildim bende bu işe nasıl köpürtebilirim diye. internette araştırırsanız işte her fincan için bilmem kaç kaşık kahve ekleyin şeker şu kadar bu kadar falan felan. ama benim tarifim şu kaşıkla şu kadar gibi değil (her kahve fincanının ebadı farklı neticede.) hatta elinizde kahve fincan seti bile olmayabilir. ben bunu genellikle şu şekilde yapıyorum. herhangi bir fincana yarı beline yakın kahve ekliyorum. yarıya beline kadar çok diyebilirsiniz hayır değil. çünkü o yarıya yakın kahvenin büyük bir kısmı fincanın dibindeki telve, kalan kısmı ise suyun içerisinde yudumlarken tüketen kişinin midesine geçecek kahve zerreleri olacak neticede. aksi takdirde misafirinize sadece su tadıyla karışık hafif aromalı kahvemsi bir şey içirmiş olursunuz. şekeri ilk fincan(standart ölçü) için iki adet diğer fincanlar için birer adet olarak belirledim. genellikle orta bir Türk kahvesi için yeterli geliyor. ocağı yakar yakmaz ilk iki dakika mikser hızında karıştırıyorum. burası çok önemli. bu ilk iki dakikayı kaçırmamanız gerek. aksi takdirde bir şeye benzemeyecektir. dökün lavaboya gitsin. sonrasında deli gibi kaynamasına fırsat vermeden ocaktan almalısınız. köpük tabakasının hafifçe kabarmaya başlaması yeterli. köpüklü kahveniz hazır. artık sırayla köpüğü pay ederek dökebilirsiniz fincanlara. afiyet olsun. 🙂
5 Ağustos 2023 |
içerik yazarı: admin (yazar profili)
içerik yayın tarihi: 11 Eylül 2021
bu içerik ilgini çekti mi?
4 / 0