menfaat -iyilik- meleği


bazıları kötülüğün merkezi diğer bir ifade ile şeytanlaşmış insan müsveddeleri olarak addedilirler. işledikleri cürümlerden ötürü yahut takındıkları toplum menfaatlerine aykırı olan dahası düzeni bozucu hal ve hareketlerinden ötürü. bazıları ise toplumda iyilik meleği olarak adlandırılırlar. peki ya gerçekten de öyle midirler? ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum sanırım. öyle ki bu dünyada gerçek iyilik meleklerinin yahut pür kötülüğün temsilcilerinin asla ayrıştırılamayacağı dahası her insana dair hakikatin hak katında olduğu kanaatinde olmuşumdur genellikle. (yani kerametleri öylece alenileşmiş bir evliya değil iseniz tabiki.) insanlar menfaat ilişkisi kavramından genellikle kaçarlar. kimse kendi üzerine yakıştırmaz bu elbiseyi. ancak ortalıkta hissettirmeden gezen -bazen ise apaçık- tüm insani ilişkilerin özünde hissedilir bu kavram. siz kolunuzu havaya kaldırırsınız bu insanların menfaati ya da iyiliği içindir. hayır. hiç sanmıyorum. aslında kolunuz uyuşmuştur. yani kısaca menfi bir zorunluluk durumu oluşmuştur. olan şey aslında sizi veya sizleri kolunuzu yukarı doğru kaldırmaya iten sizin menfaatinize bir gerekliliktir sadece. mesele bütünüyle bundan ibarettir. her hareket aslında canan’a değil can’a yöneliktir. kimi dolaylı kimi ise dolaysız şekilde can’a yönelir. canan’a yöneliyormuş gibi görünen -ve nihayetinde bilerini iyilik meleği gibi görmemize neden olan- her hareket aslında önünde sonunda can’ın ta kendisinde nihayetlenmelidir. bu menfaat hali bahsedildiği gibi görmezden gelinen veya kaçınılan genel kaidedir aslında. insan denen varlık her durumda ve şekillerde sırf safi ihtiyaçtan ibarettir. ağzından memesi alındığı için zırıldamaya başlayan bir bebek misali. görünürdeki bu ihtiyaç hali zamanla ve büyümüş olmakla yok olmuş gibi görünse de aslında her zaman oradadır.

başınıza türlü musibetler gelebilir öyle ya burası dünya. ekseriyetle bir çilehane. ölümü dileyecek düzeyde bıkkınlık ta verebilir hayatın ta kendisi. imtihan ediliyoruz. ya bir iyilik (aslında menfaat meleği) meleğiyiz. ya da apaçık şekilde şeytanın ta kendisi. ama kesinlikle hakiki manada melek değiliz. asla da olamayız. biliriz ki melek dediğin nuranidir, ışıktır, aydınlıktır, kütlesizdir ve haliyle göğe yükselir. biz ise görünen o ki ağırlıklar (yani günahlar) sebebiyle hep arz üzerindeyiz ölünce de yerin ta dibine gömülüyoruz. özel olarak İlahi bir güç tarafından himmet edilmedikçe (ermek, evliyalık şeklinde) yahut diğer ifadeyle yere kapaklanmışken kolumuzdan tutulup kaldırılmadıkça. vesselam.


  1 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   24 Aralık 2022


bu içerik ilgini çekti mi?

0 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.