bu yazının ismini evvelinde cehalete ve yokluğa dahası saflığa özlem olarak belirlemiş olsam da hepsi en nihayetinde hiçlik kavramında vücut buluyorlar diye hiçliğe özlem olarak değiştirdim. yaşım itibariyledir ki ben ülkemin benden eski yaşantılarını bilmem. ancak kendi ebeveynimden (annemden) duyduğum tek bir cümle ülkemin kendi mevcut özgeçmişi, insanların fikren vaziyetini temaşa ve tasvir etmek için yeterli gelmişti: “hiçbir şeyimiz yoktu lakin biz mutluyduk” sanırım hiçlik eşittir mutluluk oluyor. ya da belki de özellikle homojen şekilde toplumun geneline yayılmış olan bu hiçliğin kişilerin nefsindeki kibrini kırması hasebiyle tüm o eskimiş insanların halet-i ruhiyesini daha içten, daha tevazu sahibi, daha yardımsever ve dahi daha mutlu yapmıştı. kim bilir. şimdi öyle mi? şimdi hiçlik kalmadı. mutlulukta kalmadı. buğday üretimi azaldı. lakin kişisel arpa üretimi arttı ve görünen o ki bu arpa fazlalığı da maalesef ki ülkemiz insanına yaramadı. evet, şimdilerde arpa toplayıcılığı moda akım. mesele hangimizin arpası daha fazla gelecek. tüm mesele bundan ibaret. arpa toplayıcılığı öyle bir hal aldı ki, kimsenin kimseyi gözü görmez oldu. haliyle yerdeki papatyaları, çimenleri kimse önemsemez oldu. önemsemeseler yine iyi. ayakları altında çiğnemeseler bari. kişisel köşe kapmaca, kapışmaca, koşturmaca ve en önce olmak, ilk olmak iştiyakı. canandan cana çevrilmiş aşk ve sevgi anlayışı. nihayetinde yalnızlaşma. içe dönüş ve donukluk hali. hepsinin ardından husule gelen mutsuzluk. sonuçta arpamız var artık evet önceden yoktu. mazlumduk. özgüven sahibi değildik. fakat şimdi kadın erkek, çoluk çocuk nihayet özlemini duyduğumuz o özgüvenin sahibi olduk. fakat bu seferde en önemli şey ellerimizin arasından hissettirmeden kayıp gidiverdi: mutluluk…
3 Ağustos 2023 |
içerik yazarı: admin (yazar profili)
içerik yayın tarihi: 29 Nisan 2022
bu içerik ilgini çekti mi?
1 / 0