yaş farkı


bir kadın yaş farkı dolayısıyla önünüze bir set çekmek istediği ve siz ise bu gerekçeyi son derece saçma bulup dil dökmeye başladığınız vakit kadın buna karşılık diş ve dahası sertlik göstermeye başladığında şunlar göz önünde bulundurulmalıdır. evvela sertlik kadının tabiatına yakışmaz. kadın sadece sert görünümlü bir acımasız olabilir ancak. burada aslında sert olan kadın değil onun erkeğidir onu fiziksel tehlikelerden korumak hususunda elbette. o yüzden sert -sertlikten  kastım erkek gibi – kadınlardan size yar olmaz, yaren de olmaz. olsa olsa onlar vatanperver birer yiğit olurlar. kendilerini erkek sandıkları ve hanım hanımcık bu hallerinden uzaklaşmaları hasebiyle onları ancak Osmanlı ordusu’nun deliler birliği benzeri bir birliğe katıp tez elden cepheye ilk dalga olarak sürebilirsiniz. bu şekilde vatana millete son derece faydalı da olurlar zannımca. yaş farkı, frekans farkı, elektrik farkı ve dahi her ne saçma sebep veyahut kavramla size gelirse gelsinler tek ortak ana fikir tek hakikat şudur: o da sizi veya sizleri kendilerine layık görmedikleri gerçeğidir. -şahsım adına konuşayım. esasında bir kadının beni reddetmiş olmasının bana koyan kısmı o kadının beni reddetmiş olması değildir elbet. çoğu kez bu umurumda bile olmaz ve arkamı döner giderim. olması gereken de budur. çünkü herkes herkesi beğenmek yahut sevmek zorunda değil. bunu iyi bilirim. burada umurumda olan ve canımı sıkan tek şey o kadının ben onun karşısına çıkıncaya ve onun tarafından reddedilinceye değin hayatına almaya layık gördüğü ve nihayet hayatına aldığı, o kadına göre son derece değerli, bana göre ise sadece değersiz birer sümsük kuşu (gerçi sümsük kuşu çok değerli ve göz alıcı renklere sahip bir deniz kuşudur. o yüzden siz sadece ‘sümsük’ kısmını söyledim farz edin.) olan o diğer erkeklere olan öfke dahası çekememezliktir. mesele ve asıl soru şu: nasıl olurda onlardan daha değersiz daha önemsiz görebildin beni? ben onların hepsinden daha iyi, daha üstün bir erkek olduğuma kendimi kati surette inandırmış iken üstelik. doğrusu bunda şaşılacak bir şey yoktur. kadınlar nasıl kendi hemcinsleri ile kişisel mücadele içerisinde iseler erkeklerin pek çoğu için de durum bundan ibarettir. ve bir kadın da bu sorgulamayı genellikle aldatıldığında yapar. ve onun sorusu da ekseriyetle şu olur: beni bu (değersiz, aşağılık) kadınla mı aldattın sen? tipik bir aşağılık kompleksi durumu anlayacağınız-  bu kadınlar tercihe dayalı yahut zorunlu yalnızlıkları neticesinde en çetin şartları göğüslemeleri ve hayatın tüm yükünü tek başlarına sırtlanmaları dolayısıyla ister istemez kalıcı şekilde erkekleşmişlerdir. kalıcı diyorum bilirsiniz bir yayı dayanma sınırının sonuna değin gerdirirseniz yay deforme olur ve artık eski haline dönemez. yani “erkek gibi kadın” kavramı aslında övünülecek bir şey değil bir kusurdur. bir anomalidir. tıpkı bir erkeğin de kadınlaşmasına toplumun hoş gözle bakmaması gibi bir hanımefendinin erkekleşmesine de hoş gözle bakılmaması gerektiği muhakkaktır. normal şartlarda kadın erkeğe fiziksel güç bakımından elbette denk değildir. alelade bir atışma esnasında bir erkeğin bir kadının üzerine yürümesi bırakın yürümeyi haklı bile olsa bir kadınla çata çat münakaşa etmesi dahi uygun ve doğru değildir. her neyse konuyu ziyadesiyle dağıttım. az evvel belirttiğim üzere yaş farkı, frekans farkı, kültür farkı, elektrik farkı her ne olursa olsun farktan kaynaklanan gerekçelerle erkekleri iten bu sert (güçlü) görünümlü lakin bir o kadar da acımasız kadınlara sesleniyorum. anlayamadığınız, belki de anlamakta zorluk çektiğiniz bir gerçeği gözlerinizin içine değin sokmak isterim o da şu: özgür irade diye bir şey aslında sadece görünürde vardır. kararları ne kadınlar ne de erkekler alabiliyorlar. gerçi kadın erkek münasebetlerinde karar merci hep kadındır toplum nezdinde öyle bilinir ve ister istemez öyle de kabul edilmiştir. yani kadın ancak isterse münasebet olur, istemezse olmaz. fakat kadınların meselenin özüne inmeleri ve meseleyi özünde değerlendirip anlamaya çalışmaları elzemdir. evet, belki de kararlarınızı halen gerçekten de kendinizin aldığını zannediyorsunuz veya kendinizin yahut toplumun sahip olduğu kurallarına göre hareket ettiğinizi düşünüyorsunuz. ama o kararlar gerçekte asla sizler tarafından alınmıyor. kararın yürütme yani uygulayıcı merci de sizler değilsiniz. kimse değil. (illa Allah) kendisini zihninde oluşturduğu bitmek tükenmek bilmeyen hayalleri, kendi içsel kuralları ve genel manada toplum içerisinde kendi bağımsızlıklarına gölge düşüren aşırı korumacı kuralları ile çok fazla çevreleyen kadınların ekseriyetle en olmadık hatalara düşmeleri de kaçınılmaz olmakta. yolun yarısı veya biraz üzerinde bir erkek iseniz normal şartlar altında onsekiz yaş altındaki herhangi bir kıza gönül vermediğiniz sürece ne yasalar ne de toplum önünde sübyancı sayılmamanız ve yargılanmamanız gerekir. (onsekiz yaş ve üzerindeki herhangi bir kız yasal olarak kati şekilde toplum nezdinde de yaygın şekliyle sübyan sayılmayacak kadar erişkin bir kadın adayıdır.) kadının fizyolojik olarak ve zihnen erken olgunlaşıp erken çökmesi hasebiyle erkeğin kadından yaşça büyük olduğu halde izdivaç gerçekleştirmesi toplum nezdinde yaygın olarak kabul görmektedir. fakat gel gelelim bu farkın sadece birkaç yaş ile sınırlandırılması bunun ötesine hoş bakılmaması toplumun kendi bağnaz kurallarındandır. burada aslında mesele şu: sadece toplum değil erişkin olan ve ebeveyn statüsündeki tüm kadınlarımızın kendileri dahi kendi tazecik hemcinslerinin (on sekiz yaş) zihinsel gelişmişlik ve tecrübe düzeyinin yetkinliğine inanmamaktadır. dahası onları hataya veya kandırılmaya açık, akılsız birer cahil olarak bellemektedirler. ve dahi onlara güvenmemektedirler. akıl baliğ olma yaşının toplumumuz nezdinde onsekiz olarak belirlenmesi ve bu yaşa ulaşmış kız ve erkek bireylerimizin yaptıkları tüm eylemlerden mesul tutulmaya başlanması yeni değildir. toplumun bir yandan bu yaştaki bireyi erşed ilan edip öte yandan da akılsız, her daim kötülüklerden ve tehlikelerden korunmaya ve kollanmaya muhtaç tecrübesiz birer cahil addetmesi ve ona güvenememesi de ayrı bir tutarsızlıktır aslında. esasında aşkın ve sevginin fiziksel yaşı yoktur. olmamalıdır da. bu anlamda gerek aşk, gerekse sevgi için akran olmak yahut bu neviden bir uyum aranmaz. öyle olsa idi hatasız ve örnek bir insan olarak kabul edilen Peygamberimiz (S.A.V) kendisinden tamı tamına onbeş yaş büyük olan Hz. Hatice’yi zevceliğe kabul etmekle son derece büyük bir hata yapmış olurdu. dolayısıyla mevcut uyumsuzluk neticesinde bu izdivacın sonu her iki taraf içinde hüsran olurdu. aksine işin en ilginç yanı Hz. Hatice’nin vefatından sonra Peygamber efendimize (S.A.V) ne zaman sorsalar diğer zevcelerin mi Hz Hatice mi diye her seferinde verdiği cevap: ille de Hatice olmuştur. Hz Hatice’nin tarafından onun gözünden olaya bakıldığında Peygamber efendimizi zevc olarak kendisine özellikle isteyen, ona gönül veren, zaten kendisi idi. buradan kızlarımıza sesleniyorum. elbette kiminle flört edeceğinize yahut nasıl biri ile izdivaç gerçekleştireceğinize ve nasipse bir ömrü birlikte geçirmek hususuna dair kararı doğrudan kendiniz vermekte özgürsünüz. bu  kararı vermenin dünyanın en zor işlerinden biri olduğu da muhakkaktır. üstelik karşınıza çıkan/çıkacak erkeklerin çok büyük bir kısmının da halisane niyette olmadıkları aşikârdır. ancak toplumun her değerini kendi değerinizmiş gibi addeder ve doğrultunuzu kayıtsız şartsız topluma göre belirlerseniz sırf yaşı toplumun belirlediği sınırın üstünde veya altında kaldı diye sizin için belki de en doğru olabilecek olan eş adayını daha en başında elinizin tersiyle itmiş dolayısıyla iyi olanı kaçırmış ve neticede mutlu bir yuva saadetinize dair nadide fırsatı kendi ellerinizle heba etmiş olabilirsiniz.


  3 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   1 Mayıs 2022


bu içerik ilgini çekti mi?

2 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.