karları bozmak


küçüklüğümde kış zamanı yoğun kar yağıp sabahın ilk ışıklarıyla alacakaranlık gökyüzünün kar tutmuş zemini aydınlatabildiği nispette pencereden her defasında bozulmamış saf haldeki kar kitlesini o pürüzsüz katmanı keyifle izlerdim ve hepte yarı huzursuzlukla karışık bir huzur içinde olurdum. harikulade görünen bu eşsiz görünümlü doğa harikasını izlerken ve huzurla dolarken ben hep o şekilde kalmayacağını bilerek huzursuzluk hissine de kapılırdım. diğer çocukların umurunda mıydı bilmiyorum ama benim için bu durum bilhassa hep önemliydi: “karları bozmak” diğer çocuklar gibi kartopu oynamak ya da ne bileyim kardan adam yapmak için çabalamak yahut bir yerlerden aşağı kaymak değil de en çok arzuladığım şey karları ilk bozan kişi olmaktı. üstelik etrafımdaki de değil gözümün görebildiği nispette geniş son ufuk çizgisine değin arazinin -aya ilk ayak basan kişi misali- her köşesine ilk kez ben ayak basmak isterdim. yinede sabahın ilk ışıklarıyla ben uyanmazdan evvel rızkının peşinde koşan babalarımızın o arazide bıraktıkları belli belirsiz ayak izleri ve neticede saf örtünün bozuluşunu izlemek zorunda kalmak bile canımı sıkar, sinirlerimi tepeme getirirdi. hatta artık dışarı bile çıkmak istemezdim. o bozulmuş kar örtüsü hiçbir surette artık umurumda olmazdı. işte böyle. her şeyi kontrol edebilmek ve istisna bile olmaksızın her şeye sahip olmak arzusu yaratılıştan gelen benim dahi sinirlerimi yıpratan bir özelliğim. üstelik bu özellik bugün bile içimi kemirir. birilerine, bir şeylere gerçekten sahip olmak derken o şeyden istifade etmek değil aslında maksat. sadece o şeye gerçekten sahip olduğumu bilmek ve bunun vereceği güven duygusunun tadını çıkarmak. kontrol edemediğim, elime avucuma sığmayan şeyler her zaman canımı sıkmıştır. aynı şekilde birilerini, bir şeyleri kontrol etmek yönlendirmekten ziyade benim kontrolümde olduklarını bilmek. nasıl ki tüm o pürüzsüz kar örtüsünü ilk benim bozabilmemin elbette bir ütopya olması gibi. dünyanın tüm servetlerine ve hazinelerine sahip olmak mümkün olsaydı bile -ki bu asla kimse için mümkün olamaz- neticesinde bunu tek başına harcayabilmek benim için mümkün olmazdı. asıl mesele sahip olmak ve yani harcamaktan çok o şeye her zaman sahip olduğumu bilmekti. işte anlatmaya çalıştığım şey tam olarak bu.


  4 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   7 Şubat 2022


bu içerik ilgini çekti mi?

1 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.