mütegafil evham


II. Abdulhamid Osmanlı’nın son döneminde mevcut ahval içerisinde iç ve dış düşmanlarca devleti siyasi entrikalar ile yıpratmaya çalışanlara karşı özellikle kıvrak zekâsı ile mücadele veren lakin buna karşılık kıymeti pek az bilinen nadide surette bir padişahtır. ayrıca hükmü altında bulunan devletine ve şahsına karşı dış güçler tarafından verilen ekseriyetle siyasi mücadelelere karşılık içerideki kendi muhaliflerince (ittihat ve terakki mensupları) atılan çoğunluğu şahsı hakkında su-i zan olan düşünceler, iftiralar ve karalama kampanyaları ile karşı karşıya kalmış böylelikle yıpratılarak güçten ve iktidardan düşürülerek görevinden hal edilen bir padişahtır. kendisinden sonra devletin çöküşü çok hızlı olmuş bu kötü gidişat içerisinde asıl kıymeti kendi açtığı okullarda okuyan ve aydın geçinen ittihat ve terakki mensuplarının kendileri tarafından dahi geç de olsa -kısacası iş işten geçse de- anlaşılmıştır. muhalifleri tarafından mizaç olarak aşırı tedirgin ve evhamlı olduğu düşünülen hallere karşılık kendisinin hakikatte evhamlı olmaktan uzak olduğunu fakat sadece gafil durumda olmadığını dile getirmiştir. bunun dışında muhalifleri – özellikle falih rıfkı atay- kendisinin müstebit bir zat olduğu ilmi yeniliklere gelişmelere (telefon, elektrik) karşı duran bir padişah olduğunu her fırsatta dile getirmişlerdir. (hâlbuki işin gerçeği bundan çok uzaktı. elektriğe karşı durma sebebi İstanbul’da çoğunluğu ahşap olan yapılara elektrikten kaynaklı husule gelebilecek ve kronikleşebilecek yangın tehlikeleri yeterli itfaiye teşkilatına sahip olunmaması nedeniyle muhaliflerin bu durumu kendi aleyhine propaganda malzemesi edebileceklerini düşünmüştür. telefon haberleşmesine karşı duruşu ise kendisine muhalif olan ve sürekli kaynayıp duran ittihatçılara gizli gizli oturdukları yerde payitaht aleyhine kolaylıkla haberleşmeleri  hususunda kendilerine son derece kolaylık sağlayacak bir icadı kendi eliyle teslim etmek istememesinden kaynaklanıyordu.) kendisinin evhamından kaynaklı hafiyeci bir sultan olduğu dahası kızıl sultan olduğu dahi söylenir. ayrıca bu söylenenlerden son derece uzak olan son derece nahif bir kişiliğe sahip olan padişahın müstebit olduğu da iddia edilir. aksine Abdulhamid, Mustafa Kemal tarafından da azami derecede müsamahakâr olduğu dile getirilen muhaliflerin yalan dolanlarına karalamalarına maruz kalmış bir padişahtır. amcası Abdülaziz’in hal edilmesinde ve ülkeyi ruslar ile olan 93 harbine sokmakta önemli rolü olan mithat paşa’yı idam etmeyip taif’e sürgüne göndermiştir. (sürgünde boğdurularak öldürüldüğü iddia edilmiş ispat edilemese bile bunun sorumluluğu muhalifler tarafından doğruca padişaha atılmıştır.) yahudilere ve filistinde kurmak istedikleri devlete karşı çıkmış elinden geldiğince bu duruma mani olmuş ancak dünyanın her yanına dağılmış halde bulunan yahudiler ile ve kendileri için büyük bir ülkü olan siyonizm ile daha fazla başa çıkamamıştır. (bir yahudi gazeteci olan theodor herlz padişahın kendisine karşı bile olsa yahudilerin Abdulhamid’den daha iyi bir dosta sahip olmadığının tamamen farkındayım demiştir.) tüm bunların ışığında kendi tabiri ile “hizmetlerime kara çarşaf çekmek istediler bunda da muktedir oldular” diyen “ulu hakan” şimdi bizler de diyoruz ki ruhun huzur bulsun. hayır kimse hakiki manada muktedir falan olmadı. asla da olamayacak. gerçekler önünde sonunda ortaya çıkacak, yalan ve dolanlar silinip gidecek, balçık ile sıvamaya çalıştıkları mevcut güneşinin ışıkları yeniden ortaya çıkacak Allah’ın izniyle inşallah.

dip not: bir vakit cumhuriyetçi olan tüm gazetelerin kupon karşılığı sundukları kuran meallerinin müellifinin neden elmalılı hamdi yazır ismi taşıdığı neden bu ismin ön plana çıkarıldığı da anlaşıldı. ulu hakan’a “hal” fetvasını yazmaya cüret eden ve açıkça ilan eden bu zat-ı muhteremmiş çünkü. kendisi de ittihat ve terakki mensubu imiş. (hal fetvasının gerekçesi ise ulu hakanın sözde 31 mart vakasına sebep olması, kuranı yaktırtması ve israf boyutundaki lüzumsuz harcamalar idi). sonradan pişman olan elmalılı hamdi yazırın cumhuriyetçi gazetelerce aydın geçinenlerce neden bu denli kabul gördüğü ve ön plana çıkarılmaya çalışıldığı da bu vesileyle anlaşılmış oldu. ilanen duyurulur.


  1 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   31 Aralık 2022


bu içerik ilgini çekti mi?

0 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.