arap -İslam- düşmanlığı


özellikle İslam inanışı ve de İslami kaidelere bağlı mutaassıp zümrenin tamamına bir antipati besleyenlerin ortak doğrultusudur: arap düşmanlığı. bu zümrelerin söz sahibi oldukları hiçbir dönemde İslam dinini yücelemek adına tek bir eylem gerçekleşmemiş bilakis İslam’ın hakir hale getirilmesine -ki bunda Allah izniyle asla muktedir olunamayacaktır.- tahrif ve tahrip edilmesine (üstelik cebri şekilde bazen de sinsi şekillerde) çalışılmıştır. bu sinsi yöntemlerden sadece biri de harf inkılâbı adı altında husule getirilen ve sonradan Türk dil kurumu adı altında tescil edilerek gerçeklenen, bir zamanlar son derece zengin olan köklü ve etkileşimli bir anlatım çeşitliliğine sahip olan Türkçe’nin içerisinde bulunan arapça kelimelerin sırf bu arap düşmanlığı hatta arap düşmanlığı da değil islamofobiden kaynaklanmasından ötürü neredeyse tamamının tasfiye edilmesi ya da Türkçeleştirme bahanesiyle latinleştirilmesi bununla beraber binin üzerindeki(tam olarak 1500 adet) farsi (ya da pers yahut iran kökenli) sözcüklerin yerleşmiş olmaları gerekçe gösterilerek olduğu şekilde bırakılması -güya pers dili Türkçeye arapçadan daha yakınmış- buna karşılık tasfiye edilen tüm o arap kökenli kelimelerin yerlerine fransız diline ait kelimelerin ziyadesiyle(5000 adet) dahil edilmesidir. kuşkusuz bu tüm jönlerin, terakkicilerin yahut aydın geçinenlerin vakti zamanında fransa’da eğitim alırlarken kalıtsal olarak görmeyen dahası görebilmelerinin de mümkün olmadığı gözlerinin açıldığını ve bu vesile ile tüm dünya medeniyetlerinin en kutsal merkezinin de fransa olduğunu zannetmelerinden ötürüdür. bugün ise aynı şekilde bu gördüğünü zannediş bilakis göremeyiş torun sıfatındaki muhalif zümreye de aynen kalıtımsal olarak sirayet etmiştir. sorunun esas kaynağı İslam’dır. sorunu devam ettirenler ise kurtuluşun kaynağını özünde ne kültür ne din bakımından bizlere hiçte benzemeyen tek bir ortak noktamızın dahi olmadığı batı milletlerine yüzlerini kayıtsız şartsız çevirmiş ve çevirmekte olan bugünün muhalifleridir. ne zaman ki bu hatadan vazgeçilir yüzler yeniden zaten evvelinde olduğu yahut olması gerektiği gibi topyekûn batıdan doğuya doğru çevrilir işte o vakit yeniden tekâmül mümkün olabilir. belki de yine bir zamanlar olduğumuz üzere(Osmanlı ile) yeniden gıpta edilesi bir süper güce dönüşebiliriz. 


  24 Ağustos 2023  |


içerik yazarı:   admin (yazar profili)

içerik yayın tarihi:   14 Kasım 2022


bu içerik ilgini çekti mi?

1 / 0

hayır mı? öyleyse belki de ilgini cezbedecek o özel içerik bunlardan biridir:

(unutma! gönlümüzden geçen yalnızca bakıp geçen bir seyyah olman değildir. durup nihayete eren bir dost olmandır. ki işte bu vesile ile aramıza katılman dolayısıyla değerli üyeliğin bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Bir yanıt yazın0

e-posta adresiniz yayımlanmayacak. gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.